Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi ve İstanbul Vilayet Sıhhat Müdürlüğü’nün düzenlediği, Üsküdar ve Ümraniye İlçe Sıhhat Müdürlerinin dayanak verdiği “Türkiye’de Aşı Aykırılığı: Doğrular ve Yanlışlar” bahisli toplantıda aşı ve aşı aksiliği masaya yatırıldı.
Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haydar Sur, Türkiye’de sıhhat sisteminde eksiksiz bir biçimde yerine getirilen uygulamanın bağışıklama programı olduğunu, bunun Türkiye’nin yüzakı olduğunu söyledi.
Aşı karşıtlarının öne sürdüğü noktaların bilimsel bir desteği olmadığına dikkat çeken Prof. Sur, bebek ve anne sıhhati başta olmak üzere toplum sıhhati açısından bağışıklamanın değerli olduğunu söyleyerek şöyle konuştu:
“Bu karşı çıkışların hepsinin ortak özelliği ispata dayalı tıbbın metodolojisinden mahrum argümanlardır. Birkaç araştırma var fakat ispata dayalı dediğimiz vakit bir kümesi araştırdığımız vakit onun denetim kümesini da araştırırsınız. ‘Bunda bu var, bunda yok’ dersiniz. Tek başına ‘Bunda var’ demeniz yetmez zira bunda da olabilir. Hasebiyle denetimi olmadan tıpta ileri sürdüğünüz hiçbir ispatın ispata dayalı tıpta yeri yok. Aşı terslerinin bilimsel delil diye ileri sürdüğü bütün çalışmaların ortak özelliği denetim kümelerinden mahrum olması. Objektif delilden fazla ‘inanç, sezgi yahut bana o denli geliyor’ üzere daha yuvarlak ve subjektif nedenlere dayanmış olmasıdır.”
“BEBEK VEFAT ORANLARI DÜŞTÜ”
Mesleğe başladığı 35 yıl önce Türkiye’de bebek vefat hızının binde 156 olduğunu kaydeden Sur, “Sağlık Bakanlığı bu oranın bugün binde 8, Dünya Sıhhat Örgütü ise bu oranın 12 olduğunu belirtiyor yani ortalama binde 10. Bu kadar bebek vefatları neyle engellendi. Anne aşılaması da değerli. Bu oranların daha da azalması için daha çok anneyi ve daha çok bebeği aşılayacağız” dedi.
“TÜRKİYE’DE İNEK JELATİNİNDEN ÜRETİLEN AŞI KULLANILMAKTADIR”
Aşı terslerinin öne sürdüğü beş mesnetsiz sav olduğunu belirten Dekan, bunlardan birinin dini inançlarla ilgili olan “aşılarda domuz jelatini kullanıldığı” tezi olduğunu kaydederek “Aşılar domuz menşeilidir diyerek dini nedenlerle aşı yaptırmayan bireyler var. Domuz jelatininden üretilen aşıların olduğu doğrudur lakin ülkemizde Sıhhat Bakanlığı bir tercih yaparak sığır jelatini üzerinden üretilmiş aşılar satın almaktadır. Bu öbüründen daha da kıymetlidir. Ülkemizdeki titizlenmeye bakın. Mısır’da 2010 yılında 129 İslam ülkesinin sıhhat ve din uzmanları bir ortaya gelerek domuz jelatinini de inceliyorlar. Orada sıhhat uzmanları din adamlarına domuz jelatinin nasıl bir yolla geldiğini anlatıyorlar. Verdikleri fetva en az 30 evrede kimyasal süreç görüyor. Bu ortaya çıkan unsurun domuzla bir alakası yoktur. Dinen caizdir diyorlar. Oy birliği ile kabul ediliyor, bir kişi bile buna karşı çıkmıyor. Bunun İslam dininin yasakları ile ilgisi olmadığına kanaat getirmişler. Hakikaten bugün Suudi Arabistan üzere birtakım müslüman ülkeler domuz jelatini içeren kimi aşıları kullanmaktadır fakat bizim ülkemiz toplumunun hassasiyetine çok daha fazla hürmet göstererek daha değerli olduğu halde sığır jelatini içeren aşıları satın almaktadır. Bizim ülkemize domuz jelatininden üretilmiş bir aşı girmiyor. Dini bir tartışma haline getirmenin mantığı da yok, mesneti de yok. Dini hassasiyete sonuna kadar hürmet duyacağız ancak çocukların sıhhatine da hürmet duyacağız” diye konuştu.
“AŞILARIN OTİZME YOL AÇTIĞI SAVININ BİLİMSEL OLMADIĞI ORTAYA ÇIKTI”
Aşıların kimi hastalıklara örneğin otizme yol açtığı tezine de değinen Prof. Dr. Haydar Sur, İngiltere’de 2010 yılında dünyanın en itibarlı mecmualarından birinde yayınlanan bir makalede otistik çocuklara yapılan aşılar ile otizme ortasında bir ilişki olduğu formundaki tezin olumsuz tesirlere yol açtığını belirterek “12 otistik çocukla aşı ortasında ilişki kuran bu makale inanılmaz sonuçlara sebep oldu. % 96 olan İngiltere bağışıklama oranları %80’in altına düştü. Tek bir makale ile birçok çocuğun aşısı engellendi. Bilim adamları bu araştırmayı incelediklerinde denetim kümesi olmadan 12 çocuk üzerinde yapıldığı ve bu nedenle bilimsel bir formül olmadığı anlaşıldı. Mecmua makaleyi geri çektiğini ilan etti. Bu türlü bilimsel sahtekarlık yapan bir makaleye prestij edip bilimsel doğruları ortaya koyan binlerce makaleye prestij etmemenin nedeni ne olabilir? Bu tarihi bir vesikadır. Yalnızca bu makalenin tesirleri Türkiye’de devam edip otizmle bağlantısı varmış diyenleri duydukça ben hüzün duyuyorum” sözlerini kullandı.
“KISIRLIĞA YOL AÇTIĞI TEZLERİ DA YALANLANDI”
Aşılarda civa ve alüminyum hususlarının bulunduğu savının da aşı terslerinin kullandığı bir argüman, bir oburunun de aşıların kısırlığa yol açtığı tezi olduğunu kaydeden Sur, şöyle devam etti:
“Sodyum klorür yani sofra tuzu. Sodyum tabiatta çok sık rastlanan bir unsurdur. Klor gazı da patlayıcıdır. Tek tek ele aldığınızda bu vasıfları taşıyan iki unsurdan bahsediyoruz. Sodyum klorür haline geldiği vakit ortadaki unsur ne sodyumdur ne klorürdür. Sodyum klorürdür. Hasebiyle buradaki en büyük niyet sahtekarlığı aşıların içerisinde kullanılan unsurların kimyasal bileşenlerinin tek tek cımbızla çekerek o molekül üzerinden bizi tartışmaya çekmektir. Bu, tıp bilmeyen, kimya bilmeyen birinin yapacağı sahtekarlıktır. 1986 yılından bu yana aşılama yapılıyor. En azından 20 yıldır % 90 ve üzerinde aşı bağışıklama yapılıyor. Her yıl ortalama 1 milyon 300 bin bebek dünyaya geliyor. 20 senede 26 milyon bebek dünyaya gelmiş.”
“İNSANLIĞIN EN DEĞERLİ SİLAHINI ELİNDEN ALIYORSUNUZ”
Bu çeşit savları ortaya atanların insanlığı tehlikeye attığını kaydeden Prof. Sur, “Bu argümanları ortaya koymak, insani ve hakkaniyetli bir şey değildir. İnsanlığın en değerli bulaşıcı hastalıklara karşı en kıymetli silahını elinden alıyorsunuz. İnsanın biraz sorumluluk taşıması lazım. Ülkeni koruyacaksan bulaşıcı hastalıklardan koru. Dünya Sıhhat Örgütü bilgilerine nazaran dünyada % 75-80 oranında aşıların hami olduğuna ve aşıya tam itimat duyuluyor. Aşıyı ziyanlı bulup yaptırmayacağını belirtenlerin oranı ise % 2’nin daha altında. Kararsızların oranı ise % 15 kadar. Onlar da aşıları seçerek yaptırıyormuş. Aklı olan insanın aşı kadar faydalı bir şeyi kolay kolay reddedemeyeceğini düşünüyorum” dedi.
“ÇOCUKLARIMIZA DÜNYANIN EN KAPSAMLI AŞI PROGRAMINI UYGULUYORUZ”
İstanbul Vilayet Halk Sıhhati Hizmetleri Lider Yardımcısı Dr. Esra Şahin, İstanbul Vilayet Sıhhat Müdürlüğü’nün aşılama çalışmalarına ait bilgi verdi. Aşıların yurt dışından geldikten sonra Aşılama Takip Sistemi ile takiplerinin yapıldığını belirten Şahin, “Çocuklarımıza 13 farklı hastalığa karşı dünyanın en kapsamlı aşı takvimini uyguluyoruz. Aşılama, esirgeyici sıhhat hizmetlerinin temelini oluşturmasının yanı sıra hastalıklarda, öldürücü yahut sakat bırakıcı değerli hastalıklara karşı çok ufak süreçlerle bu koruyuculuğu sağlamış oluyoruz. O yüzden de aşılama üzerinde ehemmiyetle duruyoruz” dedi.
ÇOCUKLARDA % 97 ÜZERİ AŞILAMA ORANI HEDEFLENİYOR
Genişletilmiş Bağışıklama Programı genelgesi uyarınca çocuklarda % 97’nin üzerinde aşılama oranına sahip olmanın amaçları ortasında bulunduğunu belirten Dr. Esra Şahin, bu oranın da tutturulduğunu belirterek şunları söyledi:
“Genişletilmiş Bağışıklama Programı genelgemiz var. Bu genelgeye uygun olarak da gayelerimiz var. Çocuklarda % 97’nin üzerinde aşılama oranına sahip olmak, % 90 tam aşılı hale getirmek, % 95’in üzerinde okul çağı çocuklarını aşılama maksatlarına ulaşmak istiyoruz. Bunun dışında yalnızca çocuklarla değil, hamilelerde aşılama programımız var. Difteri ve tetanoz aşılaması yapıyoruz. Bu, hem bebek hem de anne için değerli zira anneden geçen antikorlarla çocukta da bağışıklamayı sağlamış oluyoruz. 65 yaş üstü bireylerde yaşlı sıhhatine uygun olarak aşılama yapıyoruz. Bununla birlikte toplumsal bağışıklık için kıymetli olan sıhhat çalışanları üzere birçok meslek kümelerine aşılama hizmeti veriyoruz. Hac ve umre ziyaretleri öncesinde de aşılama hizmetlerimiz mevcut. Bunları da yeniden sıhhat merkezlerimizde yapıyoruz. Bu hizmetleri şu anda binin üzerinde aile sıhhati merkezlerinde, yaklaşık 4 bin 500 aile tabibi ile yapıyoruz. Bunu dışında özel ya da kamu tüm sıhhat kurum kuruluşlarında yapıyoruz. Sıhhat Bakanlığı’ndan aşılar fiyatsız olarak temin edilebiliyor. Fiyatsız olarak da başvuran herkese yapılabiliyor.
