Doktorlar, mesleksel tecrübelerini meslektaşları, doktor adayları ve halk ile paylaştı. İlgi çeken aktiflikte, ülkemizde birinci kere sıhhat alanında kullanılacak yerli ve ulusal birinci sıhhat dronu Hızır da tanıtıldı.
Recordati İlaç ve Türkiye Klinikleri işbirliğiyle düzenlenen DRx konuşmalarının üçüncü ayağı İzmir Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Muhiddin Erel Amfisi’nde düzenlendi. Bugüne kadar çok sayıda tabibin konuşmacı olarak yer aldığı DRx etkinliğinde tabipler, tıp öğrencileri ve vatandaşlar bir ortaya geldi. “Önce İnsan Olmak” mottosundan hareketle düzenlenen DRx’te, tabipleri sunumlar yaptı.
“HEKİMLERİMİZİN DAHA FAZLA KONUŞMASININ GEREKLİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUZ”
Dr. İsmail Yormaz, tabiplere kendini tabir etme fırsatı oluşturmak gayesiyle DRx konuşmalarının başladığını tabir etti ve şunları söyledi:
“Beden ve ruh sıhhatimizin emanet ettiğimiz doktorlarımızın, daha fazla konuşmasının toplum sıhhati bakımından büyük bir yarar sağlayacağını düşündük. Daha sağlıklı bir topluma kavuşmaya gereksinimimiz var. Bu noktada da yardımcı olabilecek en yanlışsız küme hekimlerimizdi. Konuşan tabiplerimiz hem düşünsel hem de bahis olarak toplumumuza bu alanda da başkan olacaktır.”
SAĞLIKTA YERLİ VE ULUSAL DRONE DÖNEMİ
DRx’te dikkat çeken sunumlardan biri de Dr. Can Özlü‘nün “Ayakların yere bassın dediler, bense uçuyorum” başlıklı sunumu oldu. Geliştirdikleri ‘Hızır’ projesinin, ülkemizde birinci kere sıhhat alanında kullanılacak yerli ve ulusal birinci sıhhat dronu olacağını kaydeden Özlü, “Erzurum’da vazife yaparken makine mühendisliği öğrencisi Hilmi Sefa Yangan ve KBB Tabibi Op. Dr. Sami Engin Muz ile birlikte ülkemizde birinci kez sıhhat alanında drone kullanımını gerçekleştirdik. Bugün burada olan tüm izleyicilere projemizden bahsederek onlara ‘yapma, etme, dur’ dediklerinde farklı bir bakış açısıyla yola devam etmeleri gerektiği bildirisini vereceğim” dedi.
“HIZIR SIHHATİN HER ALANINDA VAR”
Hızır’ın sıhhatin pek çok tarafında kullanılabileceğini kaydeden Özlü, şöyle devam etti:
“Hızır, sıhhatte kara ulaşımında acil müdahalelerde zorluk çekilen durumlarda hava taşınımı ile tüm sıhhat gereksinimini gidermeye yönelik bir proje. İsmini hem hızır acil servis, hem Hızır Aleyhisselam’dan alıyor. Kan, organ, doku taşıyabileceğimiz, bir saatten fazla havada kalabilen bir eser ortaya çıkardık.”
Hızır’ın zelzele, sel üzere afet durumlarında da rahatça kullanılabileceğini söz eden Özlü, ülkemizin sarsıntı jenerasyonunda olduğunu hatırlatarak, “Hızır, sarsıntı anında göçük altındaki şahısları bulmaya yarayan radar sistemi ile canlı varlığını gösterebiliyor. Bu projeyi geliştirmemize neden olan sebep, Türk Silahlı Kuvvetlerinde sıhhat alanında kullanılması gereken bir drone’un gereksinimiydi. Mehmetçiklerimiz şehit olabiliyor, gazi olabiliyor. Ölümlerin en büyük nedeni de kan kaybı oluyor. Bu kan kaybını Hızır ile çözebilir ya da tıbbi bir malzemeyi taşımak emeliyle mümkün bir afet senaryosunda, muhtemel bir savaşta kullanılabilir. Pilot uygulama ile Hızır’ı ülkemizdeki yerli ve ulusal birinci sıhhat drone’u olarak kullanmak istiyoruz. Bu noktada devletimizden bu alandaki çalışmaların önünü açmalarını bekliyoruz” diye konuştu.
ÖNCE OTO TAMİRCİSİ SONRA HEKİM
‘Survivor’ hekimi olarak da bilinen Dr. Metin Kuş ise tabip olmadan evvel oto ve motosiklet tamircisi olduğunu anlatarak şunları söyledi:
“Birinin hayatına dokunabilirsek memnun oluruz. Tabip olana kadar geçirdiğim etapların, tabip olana kadar yaptığım mesleklerin tabip olduktan sonra ne kadar işe yaradığı ile ilgili konuşacağım. Ben uzun yıllar oto tamirciliği, motosiklet tamirciliği yaptım. Yaklaşık 45 yıldır motosiklet biniyorum. Teknik ve mekanik bilgisi, ameliyathanede el marifeti olarak aslında işime yarıyor. Ameliyathanede rastgele bir şey bozulduğunda baş teknisyen benim. Elimden geldiğince çözmeye çalışıyorum.”
İLK BAYAN ASİSTAN, BİRİNCİ BAYAN UZMAN VE BİRİNCİ BAYAN ÖĞRETİM ÜYESİ
Genel Cerrah Prof. Dr. Seher Demirer ise “Cerrahide bayan olmak” başlıklı sunumunda şunları söyledi:
“Genel cerrahi, hem dünyada hem de Türkiye’de daha çok erkek meslektaşlarımızın tercih ettiği bir alandır zira iş yükü ağırdır. Ameliyatlar yorucudur, ihtisas periyodunda nöbet çok fazladır. Bu uzman olunca da bitmez. Gece-gündüz daima alarm halindesiniz. Her daim ameliyathaneye girmeniz gerekebilir. Bu türlü bir alan olduğu için genelde bayan meslektaşlarımız tercih etmiyor lakin günümüzde bu algı değişmeye başladı. Ben Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinde birinci bayan asistan, birinci bayan uzman ve birinci bayan öğretim üyesiyim. Benden sonra her sene bayan asistanlarımız daha fazla gelmeye başladı.”
“HER ŞEYİN BAŞI SIHHAT ANCAK SIHHATİN BAŞI ÇOK KALABALIK”
“Sağlık zekası” başlıklı sunumu hakkında bilgi veren Dr. Nilüfer Köylüoğlu da, “Sağlıkta yapay zeka teknolojilerinin şimdiki sorunlara getireceği tahlil fırsatları üzerine konuşacağım. Yapay zeka, boyut değiştirmiş matematiktir ve hepimizin hayatını değiştirmek üzere geliyor. Esirgeyici hekimlik hizmetlerini uygulanabilir, sürdürülebilir, ölçülebilir kılmak gerek. Yapay zeka, kendi aramızdaki bağlantıları ve süreç takiplerini dijital hale getirecek. Erken teşhis çok uzun vakittir gündemimizde lakin erken tedaviye geçilemiyor. Her şeyin başı sıhhat lakin sıhhatin başı çok kalabalık. Erken teşhisin yarara dönülebilmesi için erken tedavinin sistemsel olarak sağlanabiliyor olması lazım. Yapay zeka, bu teşhis ve tedavi ana karaları ortasındaki uçurumu kapatacak olan yeni köprüleri inşa edecek teknolojidir. Bilginin ikiye katlanma suratı çok kısaldı. Bizim disiplinler ortası interdisipliner ilgilerimizi, multidisipliner davranışlarımızı geliştirmemiz gerekiyor. Tahminen müfredat değişecek, tahminen temel bilimlerle klinik bilimler eşleşerek farklı formda öğretilecek. Yeni öğrenciler bu bahiste daha şanslılar” formunda konuştu.
