Kahramanmaraş merkezli zelzelelerin meydana gelmesinin üstünden 40 günü aşkın bir mühlet geçti. Zelzele bölgelerinde ve ülke genelinde sarsıntılarda yitirilen 50 bini aşkın insanın yası tutuluyor. Sıhhat topluluğu zelzelelerde yitirdiği doktorlar ve sıhhat çalışanları için 14 Mart Tıp Bayramı’nda anma programları gerçekleştirdi. Sıhhat alanlarının zelzeleye dayanıksız olması konusunun yaşanan acı tecrübeyle ortaya çıktığı ülkemizde, zelzele riski altındaki İstanbul’da da tabipler ve sıhhat çalışanları tedirgin! İstanbul Tabip Odası, 14 Mart Tıp Bayramı Haftası’nın son günü düzenlediği Sessiz Yürüyüş Eylemi’nde, sıhhat tesislerinin muteber alanlar olmasının zorunluluğuna, kentteki iki üniversite hastanesinin öteki hastanelere taşınması konusuna ve doktorların muhtemel bir zelzelede canlarını kaybetme tedirginliğine vurgu yaptı.
Hekimlerden ‘Halkı Hayatta Tutmak İçin Hayatta Kalmalıyız’ Vurgusu
İstanbul Tabip Odası 14 Mart Tıp Bayramı haftasının son gününde Haydarpaşa Numune Hastanesi önünden, Kadıköy İskelesi istikametinde ‘Sessiz Yürüyüş’ hareketi gerçekleştirdi. Kahramanmaraş merkezli sarsıntılarda 10 vilayette yaşanan can kayıplarının yasının tutulduğu günlerde, İstanbul Tabip Odası da sarsıntılarda 102 doktor ve 500’ü aşkın sıhhat çalışanının hayatını kaybetmesine dikkat çekti. “Halkımızı hayatta tutmak için hayatta kalmalıyız” sloganıyla gerçekleştirilen Sessiz Yürüyüş Eylemi’nde İstanbul Tabip Odası tarafından yapılan basın açıklamasında, “İstanbul’da tüm sıhhat kurumları bina güvenliği açısından ivedilikle değerlendirilmeli, beklenen zelzeleye güçlü hale getirilmeli yahut tahliye edilmeleri için gereken ekonomik, teknik dayanak gecikmeksizin sağlanmalıdır” cümleleri yer aldı.
Önlenebilir ölümlerin yarattığı acıyı en güzel tabipler bilir
İstanbul Tabip Odası Lideri Prof. Dr. Nergis Erdoğan, “Bugün başımızın üzerinde yitirdiğimiz doktor ve sıhhat çalışanlarını taşıyarak sessizce yürüdük. Zira 6 Şubat 2023 tarihinde, sabahın dördünde insanlarımızın çığlıkları derin bir sessizliğe gömüldü. Sessizliğimiz söyleyecek kelamımız olmadığından değil, hislerimizi tabir etmeye kelamın yetmeyişindendir. Istırabımız çok büyük, zira biliyoruz ki kayıplarımızın çok büyük bir kısmı önlenebilirdi. Önlenebilir ölümlerin yarattığı acıyı en yeterli doktorlar bilir” dedi.
Erdoğan, zelzelenin birinci gününden itibaren asıl görevlilerin, sorumluların büyük bir kaos içinde paralize olduğunu, Türk Tabipleri Birliği (TTB) çatısı altında memleketin dört bir yanından binlerce istekli doktor ve sıhhat çalışanının çok ses, tek yürekle yardıma koştuğunu belirterek şöyle konuştu: “Hekimlerimiz tıpkı pandemide olduğu üzere özverili çalışmalarıyla sarsıntı bölgesinin her köşesinde deva oldular. Artık bakıp diyoruz ki ‘ey halkım, ya gitseydik birçok olurdu halimiz?’ Doktorlar her şartta çalışmaya hazır bir meslek kümesidir. Gerçekten zelzele bölgesinde yakınlarını kaybetmiş birçok tabip dönüp çalışmaya devam etmiştir. Hayatta kalmış olmayı çalışmak için kâfi saymışlardır.”
“İstanbul’da Tabipler Tedirgin”
İstanbul’da tabiplerin bir yandan 6 Şubat Depremi’nde yitirdikleri meslektaşlarının ıstırabını yaşarken öte yandan kentte her an olabilecek bir sarsıntıda, çalıştıkları sıhhat kurumlarında hayatta kalamayacak olmanın tedirginliğini yaşadıklarının altını çizen Prof. Dr. Erdoğan, “Deprem bölgesinde birçoğu yeni olmasına karşın inançlı çalışılabilecek sıhhat kurumu neredeyse kalmadı. Bir kısmının enkazlarının altında kalan hasta, tabip ve sıhhat çalışanlarının canına mal oldu. İstanbul sıhhat kurumlarının güvenlik karnesi ise parmakla gösterilecek birkaçı dışında sıfırın altında. Çok önemli bir ders olması gereken 1999 sarsıntısı üzerinden 24 yıl geçmiş olmasına karşın durum ne yazık ki budur” dedi.
İstanbul’da Hastanelerde Muğlak Taşınma Planları Yapılıyor
Deprem riski nedeniyle İstanbul’daki hastaneler hakkında gerçekleştirilen taşınma süreçleri konusunda tenkitte bulunan İstanbul Tabip Odası Lideri Erdoğan, “Çözüm olarak çalışanların, doktorların ve hatta yöneticilerin bile görüşü alınmaksızın hastanelerle ilgili türlü ve muğlak taşınma planları yapılıyor. Bu durum doktorlar ve sıhhat çalışanlarında ek bir tedirginliğe yol açıyor. Zira taşınan hastanenin gideceği sıhhat kurumunun çalışanlarına da akılcı bir tahlil üretilemiyor. Üstelik bu tabip ve sıhhat çalışanları duruma itiraz ettiklerinde büyük bir akıl tutulması ve çarpıtmayla gelecek meslektaşlarını sarsıntıya teslim etmekle suçlanabiliyor. Sıhhat kurumlarının yöneticileri, doktorları, çalışanları, meslek odaları ile birlikte yapılacak uygun planlamalarla problemlerimiz aylar içinde çözülebilir. Bu ülkenin imkanları uygun niyet, dürüstlük ve liyakate dayalı bir çalışma olduğu sürece her çeşit sorunu çözmeye kafidir. Yetkilileri, sorumluları en kısa müddette belediyeler, TTB, Türkiye Mimar Mühendis Odaları, başka sivil toplum kuruluşları ile birlikte davranarak İstanbul sıhhat kurumlarında öncelikle bina güvenliğini sağlayacak teşebbüsleri başlatmaya davet ediyoruz” açıklaması yaptı. (BSHA – Bilim ve Sıhhat Haber Ajansı)
