Organ Bağışı ve Nakli Haftası kapsamında açıklama yapan Marmara Üniversitesi (MÜ) Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Karaciğer Nakil Ünitesi Sorumlusu Prof. Dr. Nadir Dulundu, Türkiye’de birinci organ naklinin 1968’de Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesinde Dr. Kemal Beyazıt’ın yaptığı kalp nakli ile gerçekleştirildiğini hatırlattı.
“Tedavisi yalnızca organ ve doku nakliyle mümkün olan hastalıklar dünyada olduğu üzere, ülkemizde de değerli sıhhat problemlerinden birisidir” diyen Dulundu, organ naklinde yaşanan problemleri en aza indirmek, ülke genelinde organ ve doku nakli hizmetleri alanında çalışan kurum ve kuruluşlar ortasında gerekli uyumu sağlamak emeliyle “Ulusal Organ ve Doku Nakli Uyum Sistemi” kurulduğunu belirtti.
Kısıtlı imkanlarla temin edilebilen bağış organ ve dokuları bilimsel kurallara ve tıbbi etik anlayışına uygun olarak, adaletli bir dağıtımla, en uygun hastalara, en kısa mühlet içerisinde naklini sağlamak için bu sistemin gerekli olduğunu vurgulayan Doktor Nadir Dulundu, şunları kaydetti:
“Ancak ne kadar hoş ve işleyen bir sistem kurulursa kurulsun, nakil yapacak organ yoksa bir mana taşımaz. Bir yakınımıza organ nakli yapılması gerektiğinde hangimiz elimizden geleni yapmaya çalışmaz yahut tahminen de canlı donör olmayı düşünmeyiz ki. Lakin büsbütün sağlıklı birinin hayatını riske atarak bir böbreğini yahut karaciğerinin bir kesimini muhtaçlığı olan yakınına vermektense, kadavra donör sayısını artırmak herkesin öncelikli gayesi olmalıdır. Evet ne memnun bize ki ülkemiz organ nakillerinde dünyada kıymetli ve başarılı yere sahiptir. Fakat bu merkezlerde yapılan nakil cinslerine bakacak olduğumuzda canlı vericili nakillerin ön planda olduğunu görmekteyiz. Oysa en son gayemiz sağlıklı insanlardan organ almaktansa, öncelikle kadavra vericiden organ temin etmeye çalışmak olmalıdır.”
“30 BİNE YAKIN KİŞİ ORGAN NAKLİ İÇİN BEKLİYOR”
Prof. Dr. Nadir Dulundu, “Son yıllarda organ bağışının artmasına karşın gelişmiş ülkelerde milyon başına 35-40 olan organ bağışı sayısı ülkemizde hala 7,5 seviyesindedir, yani 6-7 kat daha azdır. Dünya çapında nakil merkezleri ve organ nakli gruplarına sahip olduğumuz halde, kadavra verici sayısı ve kadavradan yapılan organ nakli sayısı bakımından gelişmiş ülkelerin oldukça gerisindeyiz.” diye konuştu.
Dulundu, halk eğitimleri, sıhhat çalışanlarına verilen eğitimler, din adamları ve toplumsal toplum kuruluşlarının daha faal rol almasının, her yıl ülke çapında düzenlenen 3-9 Kasım Organ Bağış Haftası aktiflikleri, sempozyumlar, kongreler ve bilhassa basının mevzuya gereken ehemmiyeti vermesiyle kadavra verici sayısını artırılması gerektiğini tabir etti.
Sağlık Bakanlığı’nın yanında, tüm kurum ve kuruluşlara, tıpkı vakitte kendilerine de çok kıymetli vazifeler düştüğünü lisana getiren Dulundu, “Bugün 30 bine yakın kişi organ nakli için beklemektedir, buna karşılık yıllık yapılan organ nakli sayısı ülkemizde de nakil sayısı muhtaçlığının dramatik seviyede altında seyretmektedir. Toplum olarak sorunun büyüklüğünü idrak ettiğimizde organ bağış sayısını artırmak ve canlıdan canlıya nakil sayılarını azaltmak mümkün olacaktır” dedi.
