Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi, tarafından bir otelde düzenlenen, “1000. Kök Hücre Nakli’ aktifliğine, Cumhurbaşkanlığı Sıhhat ve Besin Siyasetleri Şurası Başkanvekili Serkan Topaloğlu, Sıhhat Bakan Yardımcısı Muhammet İtimat, Ankara Vilayet Sıhhat Müdürlüğü Etlik Kamu Hastaneleri Hizmetleri Lideri Erkan Çiçek, Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Fevzi Altuntaş, kanseri yenen ve tedavisi devam eden hastalar ile yakınları katıldı. Aktiflikte, hastalar tedavi ile nakil sürecini anlatırken, kanseri yenen ve tedavisi devam eden hastalara madalya takıldı.
“NAKİL SAYISI 16 KAT ARTTI”
Türkiye’nin kök hücre naklinde dünyada örnek gösterilen bir ülke olduğunu söyleyen Doktor Fevzi Altuntaş, “Türkiye’de son yıllarda kemik iliği nakli hem nitelik hem de sayısal bakımdan ivme kazanmıştır. Kök hücre nakli alanında ülkemiz Avrupa’da birinci 5 ülke içinde yer almaktadır. 2019 yılı prestiji ile ülkemizde 5 bin civarı nakiller yapılmaktadır. Son 20 yılda nakil merkezi sayısı 8 kat, nakil sayısı ise 16 kat artmıştır. Günümüzde 90’nın üzerinde nakil merkezi ve milletlerarası akredite merkezlerimiz mevcuttur” dedi.
“TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK MERKEZLERİNDEN BİRİ”
Altuntaş, 2009 yılında hastane bünyesinde kök hücre nakil merkezinin kurulduğunu, binlerce nakil bekleyen hastaya şifa bahtı sunduklarını kaydetti. Merkezin kısa müddette akademik kapsamlı kanser merkezi ideolojisinde referans merkezi haline geldiğini kaydeden Altuntaş, şöyle konuştu:
“Bugün, bininci kök hücre naklimizi kutluyoruz. Kök Hücre Nakli Merkezi, Türkiye’nin en büyük merkezlerinden birisi durumunda. Ülkemizde artık ne çocuk ne de yetişkin hastalar kök hücre nakli için sıra bekliyor. Bu hususta Türkiye Avrupa Birliği ve OECD ülkeleri ile birebir düzeydedir. Türkiye’de yapılan kemik iliği nakilleri ile Batı ülkelerindeki uygulamaların muvaffakiyet oranları benzeridir. Kemik iliği nakilleri için hiçbir vatandaş cebinden fiyat ödemiyor. Toplumsal teminatı olup olmadığına bakılmaksızın her hasta gerek kamu, gerek ise özel hastanelerde büsbütün fiyatsız olarak bu hizmetten faydalanmaktadır.”
Prof. Dr. Fevzi Altuntaş Düzce Üniversitesi Hemşirelik Kısmı 4’üncü sınıf öğrencisi Şeyda Yılmaz, 2015 yılında kendisine böbrek kanseri teşhisi konulduğunu ve sağ böbreğini bu hastalık nedeniyle kaybettiğini belirterek, “Sonrasında hayatıma devam ettim ancak sıhhat problemlerim oluyordu. Bu sıkıntıların ameliyattan ötürü kaynaklandığını düşünüyordum. İç hastalıkları dersinde hocamın anlattıklarından yola çıkarak, bende bir kan hastalığı olduğunu fark ettim. Onkoloji hastanesinde tedavi görmeye başladım. Bir buçuk sene uygun ilik bulunamadı ve ümidimi kaybettim. TÜRKÖK’e başvurduk ve vaktinde bağış yapmış birinin iliği 2017 yılında bana nakledildi. Şu anda çok sağlıklıyım ve her günüme şükrediyorum” diye konuştum.
“LÖSEMİ TEDAVİSİ GÖRÜRKEN EŞİMLE TANIŞTIM”
29 yaşındaki Erkan Yayan ise 2010 yılında askerdeyken lösemiye yakalandığını, daha sonra Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavisinin başladığını söyledi. Yayan, “Hastalığım ilerlemişti. Bir an evvel ilik nakli olmam gerekiyordu. Annemden alınan yarı uyumlu ilik nakledildi. 6 ay sonra hastalığım nüksetti. Tekrar kemoterapi tedavisi gördüm ve şu anda düzgünüm. Lösemi benim hayatımdan hiçbir şey almadı, bilakis ben lösemiyi 4-0 yendim. Şu an sağlıklıyım. Tedavi görürken hastanede eşim ile tanıştım. Memnun bir evliliğim ve çok hoş, sağlıklı bir çocuğum var” dedi.
