ABD ve İspanya’daki onkoloji kongrelerinde, yeni kuşak tedaviler sayesinde, metastatik göğüs kanseri hastalarında hayat mühletinin uzadığına yönelik bilgilerin paylaşıldığını belirten TTOD İdare Konseyi Üyesi ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Hasret Sönmez, göğüs kanserinin tüm dünyada olduğu üzere Türkiye’de de bayanlarda en sık görülen kanser tiplerinden biri olduğunu söyledi.
Dünyada her yıl 2,1 milyon, Türkiye’de ise 20 bin bayanın göğüs kanserinden etkilendiğini belirten Sönmez, ömür uzunluğu her 8 bayandan birinin meme kanseri riskiyle karşı karşıya olduğuna dikkati çekerek şöyle konuştu:
“Özellikle gelişmiş ülkelerde tarama programlarının artması ve erken teşhis sayesinde son 30 yılda göğüs kanserinden vefat oranı yüzde 40 azalmış olup, hastalıktan kurtulma oranı nerdeyse yüzde 95’tir.”
Göğüs kanserinin yalnızca yüzde 10’unun genetik kaynaklı olduğunu aktaran Doktor Hasret Sönmez, şunları kaydetti:
“Yaş, cinsiyet, ırk ve genetik yatkınlık göğüs kanserinin değiştirilemeyen risk faktörleridir. Çevresel etmenler, alkol, sigara, obezite ise göğüs kanserinin değiştirilebilir risk faktörleridir. Alkollü içki içen bayanlarda hiç içki içmeyenlere oranla 20 kat fazladır. Obez bayanlarda, zayıf bayanlara nazaran göğüs kanseri riski 1,5 kat fazladır. Münasebetiyle göğüs kanserinin önlenebilir risk faktörlerini ortadan kaldırırsak göğüs kanserini de büyük oranda önleyebiliriz. Ayrıyeten genetik risk taşıyan bayanlarda genetik danışmalık sonrası risk azaltıcı tedbirlerle göğüs kanseri riskini azaltabiliriz.”
“METASTATİK HASTALIKTA EMEL HAYAT KALİTESİNİ DÜZELTMEK VE ÖMRÜ UZATMAKTIR”
Doç. Dr. Sönmez, hastalığın; göğüs başında akıntı, göğüs başında ve cildinde değişiklik, göğüste asimetri, portakal kabuğu görünümü, göğüs cildinde çekinti, ağrılı yahut ağrısız kitle ile kendini gösterdiğine dikkati çekerek, bu durumda vakit kaybetmeden tabibe başvurulmasını istedi. Bu değişikliklerin hiçbiri olmadan da göğüs kanseri görülme ihtimali olduğunun altını çizen Sönmez, kendi kendine göğüs muayenesi ve tertipli tabip denetimlerinin erken teşhis için kıymet taşıdığını bildirdi.
Sönmez, tedavi planlamasından evvel hastanın bütünüyle değerlendirildiğini, hastalığın evresi, tümörün moleküler yapısı, hastanın genel durumunun tedavi planlamasını etkilediğini anlattı. Tedavinin, pek çok branştan doktorun katıldığı kurullarda planlandığını aktaran Sönmez, şu bilgileri verdi:
“Erken evre göğüs kanseri tedavisine cerrahiyle başlanır. Ameliyat sonrası tümörün büyüklüğüne ve moleküler yapısına nazaran kemoterapi mi alacağı, hormonoterapi mi alacağı yoksa yalnızca takip mi edileceği, radyoterapi alıp almayacağı planlanır. Son vakitler erken evre tümörü olan hastaların tedavi kararını vermek için genomik testlerden faydalanılmaktadır. Lokal ileri dediğimiz tümörün yalnızca tıpkı taraf koltuk altına yayıldığı durumlarda tedaviye kemoterapiyle başlanır, ameliyat sonrası tedaviye yeniden tümörün moleküler yapısına nazaran devam edilir. Metastatik hastalıkta gaye ömür kalitesini düzeltmek ve ömrü uzatmaktır.”
“BAZI METASTATİK HASTALIKLARDA BÜSBÜTÜN GÜZELLEŞMEDEN BAHSEDEBİLECEĞİZ”
Son yıllarda metastatik evrede sağ kalımı uzatan yeni gayeye yönelik tedavi ajanlarının bulunduğuna değinen Sönmez, kanserin genetik haritasının çıkarılmasıyla, kansere neden olan sistemlerin saptanması ve bu sayede bunların hedeflenebilmesinin mümkün hale geldiğine değindi.
Bağışıklık sistemini harekete geçiren immuno-onkolojik tedavilerin de süratle uygulamaya girdiğini aktaran Sönmez, “Yeni gelişmelerle birlikte artık, ‘asla düzgünleşme olmaz’ dediğimiz birtakım metastatik hastalıklarda büsbütün güzelleşmeden bahsedebileceğiz.” dedi.
“YENİ İLAÇLARN, HASTALIĞIN TEDAVİ MUVAFFAKİYETİNİ ARTIRIYOR”
Son 10 yılda immuno-onkolojik tedaviler ve gayeye yönelik tedaviler dahil 12 kanser ilacının göğüs kanseri tedavisinde kullanılmak üzere Amerikan Besin ve İlaç Dairesinden (FDA) onay alarak tedavi pratiğine girdiğini söyleyen Sönmez, yeni molekül çalışmalarının da devam ettiğini anlattı.
Sönmez, farklı moleküler yapılar için farklı tedaviler geliştirildiğine ve yeni ilaçların, hastalığın tedavi muvaffakiyetini artırdığının belirlendiğine işaret ederek, “Kanserin genetik haritasının çıkarılmasıyla, kansere neden olan sistemlerin saptanması ve bu sayede bunları hedeflemeye yönelik yeni casuslarla, immuno-onkoloji alanında geliştirilen yeni moleküllerin aktiflik ve güvenilirliğini kanıtlamaya yönelik onlarca çalışma, dünyanın pek çok yerinde devam etmektedir. Bu çalışmaların pek birçoklarının orta periyot sonuçları alındı, uzun devir yarar ve güvenilirlik çalışmaları ise devam ediyor” diye konuştu.
Doç. Dr. Sönmez, yeni ilaçların kullanımıyla ilgili sonuçlar konusunda şu bilgileri verdi:
“Bu yıl ABD’nin Şikago kentinde yapılan Amerikan Kanser Derneği (ASCO) Kongresi’nde ve İspanya’nın Barselona kentinde gerçekleştirilen Avrupa Onkoloji Kongresi’nde (ESMO) metastatik göğüs kanserinde uzun sağ kalımlara ulaşmamızı sağlayan yeni ilaçların tedavi muvaffakiyetini artırdığı bilimsel çalışmalarla ortaya konuldu. Metastatik göğüs kanserinde hayat mühleti, hastanın kişisel özelliklerine ve tümörün moleküler yapısına nazaran şahıstan bireye değişkenlik göstermekle birlikte evvelce 12 aylar civarında olan hayat müddetinin çok çok uzadığı belirlendi. Yeni tedavilerle metastatik göğüs kanserinin kimi moleküler alt tiplerinin, diyabet ve hipertansiyona benzeri halde kronik bir hastalık üzere tedavi edilebildiği saptandı. Bu ilaçların bir kısmı piyasada mevcut ve özel sigortaların pek birçok geri ödeme kapsamına aldı. Toplumsal Güvenlik Kurumu’nun da geri ödeme kapsamına alması bekleniyor.”
