Dünya Nütrisyon Günü kapsamında İstanbul’da düzenlenen basın toplantısında, KEPAN öncülüğünde gerçekleştirilen “Tedavide Beslenme Farkındalık Hareketi” sonuçları açıklandı.
Klinik Enteral Parenteral Nütrisyon Derneği (KEPAN) Lideri Prof. Dr. Osman Abbasoğlu, yetersiz beslenmenin hastalıkların tedavisini olumsuz etkilerken, hastanın hayat kalitesini de kıymetli oranda bozduğunu belirtti.
Hastanede kalış mühletini uzatan ve sıhhat bakım maliyetlerini artıran bu durumun yalnızca Türkiye’de değil, tüm dünyada kıymetli bir sorun olduğunu aktaran Abbasoğlu, dernek olarak tedavide beslenmeye dikkat çekmek ve farklı alanlarda farkındalığı artırmak gayesiyle, Türkiye genelinde 21 kent ve 50 merkezde, genel cerrahi, geriatri, nöroloji, radyasyon onkolojisi ve medikal onkoloji polikliniklerlerine başvuran hastalardaki beslenme durumunu kesitsel olarak değerlendirdiklerini söyledi.
Dr. Abbasoğlu, toplam 3 bin 521 hastanın beslenme değerlendirmesi yapıldığını lisana getirerek, şu bilgileri verdi:
“Hastalık halinde, hayat kalitesini koruyarak tedaviyi tamamlamak ve muvaffakiyete ulaşmak lakin grup çalışmasıyla mümkündür. Bu takımın en değerli bileşenleri tabipler ve başka sıhhat vazifelileri yanında, hastanın ailesi ve bakımını üstlenen bireylerdir. Hastaların hakikat beslenmesi ve kâfi besin takviyesini alması tedavi muvaffakiyetinde büyük değer taşımaktadır. Teklifimiz, hastanelere başvuran tüm hastalarda beslenme durumunun birinci günden itibaren kıymetlendirilmesi ve şayet gerekiyorsa, olabildiğince erken devirde beslenme takviyesine başlanılmasıdır. Bu kıymetlendirme yapılmadan ve risk altındaki bireyler saptanmadan harekete geçmek mümkün değildir.”
“Tedavide Beslenme Farkındalık Hareketi çalışmasında toplamda 3 bin 521 hastanın beslenme durumu açısından değerlendirildiğini belirten KEPAN Lideri, “Buna nazaran her beş hastanın birinde beslenme tedavisi planlanması gerektiği ortaya konmuştur. Beslenme muhtaçlığı, cerrahi kliniklerine başvuran hastalarda, yüzde 15 iken, bu oran geriatri kliniklerinde yüzde 18, nöroloji kliniklerinde yüzde 6, radyasyon onkolojisi kliniklerinde yüzde 25 ve medikal onkoloji kliniklerinde yüzde 44 olarak tespit edilmiştir” dedi.
“KANSERE BAĞLI MALNÜTRİSYON, HASTALARIN EN AZ YARISINDA MEVCUT”
Beslenme durumunun artarak bozulmasının kanser hastalarının ortak bir özelliği olduğunu belirten Prof. Dr. Şuayib Yalçın da kansere bağlı malnütrisyonun yalnızca kilo kaybı değil, çoklu düzeneklerin dahil olduğu bir sorun olduğunu aktararak şöyle konuştu:
“Kansere bağlı malnütrisyon, kanser hastalarının en az yarısında mevcuttur ve yüzde 40’a varan oranda mevt nedeni olarak karşımıza çıkmaktadır. Kemoterapi başlamadan evvel, kanser tanısı sırasında yüzde 5 ve üzeri kilo kaybı saptandığında tedavi cevabının azaldığı ve mortalitenin arttığı saptanmıştır. Beslenme durumunun rutin taranması ve değerlendirilmesiyle kansere bağlı malnütrisyonun yanlışsız ve erken teşhisi kanser hastalarının idaresinde son derece değerlidir.”
“CERRAHİ SÜRECİNDE TEDBİR ALINMALI”
Prof. Dr. Selman Sökmen de cerrahi hastalarında, sıklıkla beslenme bozukluğunun ve buna bağlı kas ve kilo kaybı gelişebildiğini, bilhassa kanser üzere hastalıklarda, hastanın organ fonksiyonları bozulduğu üzere beslenme sisteminin de ziyan gördüğünü vurgulayarak şunları kaydetti:
“Cerrahi sürecinde bu durum tanınıp tedbir alınmaz ise tedavi olumsuz etkilenir. Bilhassa süratli ilerleyen yahut yayılmış hastalıklarda erken devirde beslenme durumunun kıymetlendirilmesi, ölçülmesi ve yerine koyma tedavisi yapılmalıdır. Beslenme bozukluğu cerrahi sonuçlarını bozmakta, yara uygunlaşmasını uzatmakta, ağır enfeksiyon gelişimine yol açmakta hasebiyle komplikasyon ve hasta kaybını arttırmaktadır.”
