Karaciğer kanseri ile uğraş eden Bekir Gölbaşı’nın ömrü organ bağışına bağlı. “Yaşamak ve hayata tutunabilmek için yalnızca bir donöre gereksinimim var” diyen Gölbaşı, tadavisinin Malatya’da sürdüğünü belirtiyor, “Doktorum, kemoterapi ve radyoterapinin bana yarar etmeyeceğini, tek devanın karaciğer nakli olduğunu söyledi. Karaciğer kendini yenileyen bir organ olduğu için bana donör olan şahıslar rastgele bir sıhhat kasveti çekmeyecek” diyor.
Mersin Kent Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden verilen raporda 4. evre karaciğer kanseri olduğu belirtilen Bekir Gölbaşı’nın rapora nazaran pürüzlük oranı ise yüzde 80.
“ÇALIŞIP AİLEME BAKMAK İSTİYORUM”
Bu nedenle çalışamadığını, hasebiyle hastalık yükünün yanı sıra maddi dertlerle da uğraş ettiğini belirten Gölbaşı, “Mersin’den Malatya’ya gidip gelecek ve tedavimi sürdürecek maddi durumum yok. 7 ay evvel annem çok ağır bir trafik kazası geçirdi, annemin tedavi masraflari için babam bankadan kredi çekti. ve 7 aydır anneme babam baktığı için babam da çalışamıyor. Yalnızca babamın emekli maaşıyla geçinmeye çalışıyoruz” diye konuşuyor.
“ÇOK GENCİM, HOŞ GÜNLER YAŞAMAK İSTİYORUM”
Karaciğerinde 21 tane kitle bulunduğunu ve en büyüğünün de 12 santimetreye ulaştığını lisana getiren Gölbaşı, bir an evvel donör bulunup karaciğer nakli olmayı ve hoş günler yaşamayı istediğini belirterek kelamlarını şöyle noktalıyor:
“Babam 63 yaşında, annem 43 yaşındav ve yatalak hastası. Şayet ben yaşarsam çalışıp aileme bakmak istiyorum, onlara bakacak öbür kimsemiz yok. Bir ablam var, evli. O da basa baksa bir yere kadar bakar, o yüzden benim çalışmam ve aileme bakmam lazım. Bunların dışında çok gencim, hoş günler yaşamak, yaşıtlarım üzere hayata sarılmak istiyorum. Sizlerden yardım bekliyorum, zira şimdi 20 yaşındayim ve yaşamak istiyorum.”
