Obezite, günümüzde giderek artan bir sıhhat sorunu haline geldi. Bu sorunun ortaya çıkmasında genetik faktörler, süratli tempolu hayat üslubu, hazır besinlere olan talep ve yetersiz fizikî aktivite üzere birçok etken rol oynuyor.
Obeziteyle uğraşta bir seçenek olarak öne çıkan obezite cerrahisi, yalnızca fizikî değişim sağlamakla kalmıyor, birebir vakitte ömür biçimini düzenleyerek bireylerin keyifli ve sağlıklı bir hayata adım atmalarına yardımcı oluyor. Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Uzm. Dr. Nail Ömer, obezite cerrahisinin yalnızca kozmetik bir tahlil olmadığını, birebir vakitte kilo kaybıyla birlikte sıhhat üzerinde olumlu değişikliklere de yol açtığını belirtiyor. Lakin, bu ameliyatın yalnızca fizikî değişikliklere odaklanmaması gerektiğini, ruhsal dayanak almanın da kıymetli olduğunu vurguladı.
Obeziteye Bağlı Hastalıklar da Çözülmeli
Sağlığı olumsuz etkileyen bir hastalık olarak kabul edilen obezite, beraberinde getirdiği kompleks meselelerle hayat kalitesini düşürebilmekte ve çeşitli sıhhat meselelerine yol açabilmektedir. Obezite cerrahisi, beden kitle indeksi 30-35 ortasında olan ve obeziteye bağlı hastalıkları bulunan bireylerde tercih edilen bir tedavi prosedürüdür. Lakin ameliyatın yalnızca fotoğraflardaki fizikî değişikliklerle değerlendirilmemesi, tıpkı vakitte obeziteye bağlı hastalıkların da çözülmesi gerektiğini unutmamak kıymetlidir. Uzm. Dr. Nail Ömer, obezite cerrahisinin korkulacak bir usul olmadığını, laparoskopik (kapalı) formülle yapıldığı için ameliyat sonrasında önemli ağrı ve hareket kısıtlılığı yaşanmadığını tabir ediyor. Lakin her ameliyatın belli riskleri olduğunu da hatırlatarak, bu çeşit operasyonların donanımlı hastanelerde gerçekleştirilmesinin kıymetini vurguluyor.
Obezite Cerrahisi Fizikî Değişimlere Odaklanan Bir Tahlil Değildir
Sağlıklı bir biçimde kilo vermek isteyen bireylerin ameliyat sonrasında uzman diyetisyenlerle çalışarak süreci yönetmeleri, fizikî aktivitelerini artırmaları ve toplumsal bağlarındaki olumlu değişikliklere odaklanmaları kıymet taşımaktadır. Bu süreçte bireylerde özgüvenin artması, daha faal bir toplumsal hayata katılma ve genel hayat kalitesinde gözle görülür bir artış yaşanabilir. Sonuç olarak, obezite cerrahisi yalnızca fizikî değişimlere odaklanan bir tahlil değildir. Birebir vakitte bireylerin hayat kalitesini artırmak, obeziteye bağlı sıhhat problemlerinden kurtulmak ve sağlıklı bir yaşama adım atmak için değerli bir adımdır. Bu tedavi usulü, multidisipliner bir yaklaşım gerektirir ve bireylere yalnızca kilo verme gayesiyle değil, genel sıhhat ve memnunluk amacıyla yaklaşılmalıdır.
Bilim-Sağlık ve Haber Ajansı)
