Kene aracılığıyla bulaşan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı (KKKA) Sivas ili ve etrafında görülen hadiselerle tekrar gündeme geldi. Yanlış müdahale nedeniyle bulaşma riski artan KKKA hakkında merak edilenleri İstanbul Aydın Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Kolu Öğretim Üyesi Dr. Özer Akgül anlattı.
“HASTALIK BİRİNCİ DEFA 2003 YILINDA GÖRÜLDÜ”
KKKA hastalığının İç Anadolu Bölgesi’nde yaygın olarak görüldüğünü belirten Doktor Özer Akgül, “Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), keneler vektörlüğünde taşınan Crimean-Congohaemorrhagic fever virüsünün neden olduğu infeksiyon hastalığıdır. Hayvanlardan insanlara bulaşan bu hastalıkta ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal üzere spesifik olmayan belirtiler ile ağır hadiselerde kanama üzere bulgular görülerek vefatlar oluşabilmektedir. Ülkemizde birinci kere Tokat ve etrafında görülen bu hastalığın kesin tanısı birinci olarak 2003 yılında konmuştur” sözlerini kullandı.
“KENE TUTUNMASINDA DİKKATLİ OLUNMALI”
Kene tutunmasında yapılması gerekenleri anlatan Mikrobiyolog, “KKKA’nın temel bulaştırıcısı Hyalomma marginatum ismi verilen ve ülkemizde de bulunan bir kene cinsidir. Hastalığın en sık görülen bulaş yolu bu virüsü taşıyan kenenin insanlara tutunmasıdır. Bununla birlikte virüsü taşıyan kene ile temas yahut hasta hayvan/kişilerin kan, doku, beden sıvıları ile korunmasız olarak temas sonucunda az de olsa bulaşma görülebilmektedir. Bedende tutunmuş keneyi mümkün olan en kısa müddette ve keneye ziyan vermeden çıkartmak bu virüsün bulaşmasını engelleyen en kıymetli yollardandır. Bunun için bedene tutunan keneye çıplak elle dokunmadan; eldiven, bez ya da poşet ile çıkartmak akabinde bölgeyi tentürdiyot, alkol üzere antiseptiklerle temizlemek gerekmektedir. Kene çıkartma süreci yapılamıyorsa vakit kaybetmeden en yakın sıhhat kuruluşuna gidilmelidir” dedi.
“AŞI ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR”
Hastalığın durdurulması için aşı geliştirme çalışmalarının devam ettiğini belirten Dr. Akgül, “Özellikle yaz aylarında kenelerin canlanması ile yüksek olgu sayıları görülmekte ve ölümlere neden olan bu virüse karşı faal ve emniyetli bir aşı şimdi üretilememiştir. Her ne kadar Bulgaristan ve Rusya üzere Doğu Avrupa ülkelerinde KKKA’ya karşı meyyit bir aşı geliştirilmiş ve kullanılmış olsa da, şu anda insan kullanımı için yaygın olarak kullanılan inançlı ve tesirli bir aşı yoktur. 2017 yılında içerisinde Türkiye’den araştırmacıların da bulunduğu İsveç merkezli KKKA aşı projesi bu bahiste çalışmalarını sürdürmektedir. Ülkemizde KKKA ile çaba için yerli aşı çalışmaları da devam etmektedir” sözlerini kullandı.
