Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Kısmı Erişkin Alerji İmmünoloji Bilim Kolu Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ebru Çelebioğlu, alerjik astım, alerjik nezle, ilaç ve deri alerjilerinin sık görülen sıhhat problemleri ortasında yer aldığını söyledi.
Çeşitli çalışmalarda, ilkbahar ve sonbahar devirlerinde alerji ataklarında artış olduğunun belirlendiğini vurgulayan Çelebioğlu, sonbaharla havaların soğumaya başladığını ve yağışların da tesiriyle nem oranının arttığını söz etti.
Polenlerin, alerji ve atakların görülmesindeki en kıymetli nedenler ortasında yer aldığına, bahar mevsiminde de polen hareketliliğinin arttığına işaret eden Çelebioğlu, “Yabani ot ve çalılar, ağustos sonu ve eylül ayı başında polen yapmaya başlıyorlar ve bu polenler rüzgarla uzak bölgelere taşınabiliyor. Polen maruziyeti de alerjisi olan bireylerde astım ve alerjik nezle şikayetlerinde artışa neden olabiliyor” dedi.
“ATMOSFERDE KÜF MANTARI ÖLÇÜLERİ DA ARTIYOR”
Doktor Ebru Çelebioğlu, sonbahar mevsiminde atmosferde karşılaşılan polenlere ek olarak, nem ve yağışlar nedeniyle küf mantarı ölçülerinin da arttığına dikkati çekti. Bilhassa küf ve polen alerjisi olan astım hastalarının dikkatli olması gerektiğini lisana getiren Çelebioğlu, şöyle devam etti:
“Çünkü astım alevlenmesi nedenli hastane yatışları ilkbaharda ve eylül, ekim üzere sonbahar aylarında daha fazla olmaktadır. Sonbahar mevsiminin gelmesiyle solunum yolu viral enfeksiyon sıklığında da artış görülmektedir. Astım tanısı olan hastaların grip aşılarını her yıl aksatmadan yaptırmaları kıymetlidir. Sonbaharda görülen astım alevlenmelerinin bir nedeni de yazın sıcak havaların tesiriyle ilaç ahenginin bozulması ya da birçok hasta tarafından alerji ve astım ilaçlarının bırakılmasıdır. Astım ve alerjik hastalıklarda tedavi ahenginin kıymetli olduğu ve ilaçların tabip denetiminde kesilmesi gerektiği unutulmamalı.”
“EVDE HAVALANDIRMA BİLHASSA AKŞAM SAATLERİNDE YAPILMALI”
Doç. Dr. Çelebioğlu, alerjen korunma tedbirlerine uyulması halinde alerji nedenli şikayetlerin azalacağını belirtti.
Polen alerjenlerinden büsbütün korunmanın mümkün olmadığına lakin tesirlerinin azaltılabileceğine dikkati çeken Çelebioğlu, “Özellikle yabani ot poleni alerjisi varsa, ilkbahar ve sonbahar üzere polen hareketliliğinin olduğu periyotlarda, mümkün olduğunca pencereler kapalı tutulmalı, açık alanda geçirilen vakit kısıtlanmalı, rüzgarlı günlerde fazla ölçüde polen saçılacağından iç ortamlarda bulunulmaya çalışılmalı. Konutta havalandırma bilhassa akşam saatlerinde yapılmalı, gün içinde camlar kapalı olmalı.” tavsiyesinde bulundu.
Çelebioğlu, polen alerjisi nedenli göz şikayetleri olan hastaların açık alanlarda bulunduklarında gözlerini polenle temastan koruyacak ve maske misyonu görecek bir gözlük takabileceklerini belirtti.
Kliniklerinde yürütülen iki çalışmada, polen alerjisi nedeniyle alerjik göz yakınmaları olan hastaların açık alanlarda kullandıkları gözlük sayesinde şikayetlerinin ve ilaç kullanımlarının azaldığını ortaya koyduklarını lisana getiren Çelebioğlu, “Bu periyotlarda, camları açık olarak otomobilde hareket etmek sakıncalı olabilir. Otomobillerde ve konutlarda kullanılan polen filtreli havalandırma sistemleri, polen temasını engellemektedir fakat bakımı ya da değişimi yapılmayan havalandırma sistemlerinde küf mantarları bulunabilmektedir. Bu durumda da ataklar kelam konusu olabilmektedir. Bu nedenle, havalandırma sistemlerinin kesinlikle bakımı yapılmalıdır” diye konuştu.
