Dünya Çay Komitesi’nin raporuna nazaran kişi başına çay tüketiminde birinci olan Türkiye’yi kişi başına yıllık 2,4 kilogramlık tüketimle Afganistan izliyor, üçüncü sırada 2 kilogramlık tüketimle Libya bulunuyor. Başka ülkelere kıyasla Türkiye’nin çay tüketiminin fazla olduğunu belirten İstanbul Aydın Üniversitesi Sıhhat Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Kısmı Araştırma Vazifelisi Gökçen Özüpek, çay tüketiminin büsbütün günahsız olmadığını söyleyerek kıymetli bilgiler verdi.
“AŞIRI ÇAY TÜKETİMİ ANEMİYE SEBEP OLABİLİR”
Aşırı çay tüketiminin neden olabileceği sıhhat problemlerine değinen Özüpek, “Çay tüketiminin büsbütün pak olduğunu söyleyemeyiz. Bizim için elzem olan çay tüketim ölçüsüdür. Çok çay tüketimi, içeriğinde bulundurduğu ‘tanenler’ sebebi ile bedende demirin emilimini engelleyeceğinden anemi (kansızlık) ismini verdiğimiz sıhhat sorununa sebep olmaktadır. Ayrıyeten içeriğinde bulunan kafein ise, fazla çay tüketimine bağlı olarak tansiyonu yükseltip, bireylerde taşikardiye sebep olabilmektedir. Ayrıyeten çok tüketildiğinde su kaybının oluşmasını da tetiklemektedir” sözlerini kullandı.
“YEŞİL ÇAY DAHA SAĞLIKLI”
Yeşil çayın antikanserojen hususlar bakımından varlıklı olduğunun altını çizen Beslenme Uzmanı, “Siyah çayın içeriğinde tanen ve kafein fazla ölçüde bulunurken, yeşil çayda ise polifenol olarak isimlendirilen antikanserojen unsurlar yoğunluktadır. Yeşil çay içeriğinde kanser hücreleri için tesirli olan polifenolleri bulundurmasına karşın günde azamî 5 bardaktan daha fazla içilmemesini belirten yayınlar mevcuttur. Çok tüketiminin tansiyon artışına sebep olduğu bildirilmektedir. Her iki çayda da kafein bulunmaktadır, fakat yeşil çaydaki kafein oranı daha düşüktür. Siyah çayın da yeşil çay üzere antioksidan özellikleri vardır, lakin siyah çay daha fazla süreç gördüğü için antioksidan ölçüsü daha azdır. Siyah çay tüketiminin günde beş çay bardağını geçmemesi önerilmektedir. Bitki çaylarının ise üç bardağı geçmemesi önerilir” diye konuştu.
