1987 yılından bu yana, sağlıklı bir toplum amacına ulaşmak ve milletlerarası alanda iş birliğini güçlendirmek hedefiyle her yıl 26 Haziran tarihi, “Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Çaba Günü” olarak anılıyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Onur Noyan, uyuşturucu unsur kullanımı ve bağımlılığa karşı alınabilecek kıymetler hakkında ailelere kıymetli ihtarlarda bulundu.
ÇOCUKLAR UYUŞTURUCU HUSUSLAR ILE ÇOK ERKEN YAŞTA TANIŞIYOR
“Biz ‘Uyuşturucu kullanma yaşı 14’e, 10’a, 9’a’ indi’ diyebiliriz; lakin şunu çok net biliyoruz artık; çocuklar uyuşturucu husus ile geçmiş yıllara oranla çok daha erken yaşta tanışıyor” diyen Doç. Dr. Onur Noyan, şöyle konuştu:
“Gerek basın yayın aracılığı ile gerek etraflarında görme, gerek deneme-yanılma prosedürü ile kendi kendilerini bir biçimde test ediyorlar. Uyuşturucunun erken yaşa inmesinin aslında bizim için çok büyük kıymet arz eden bir durumu yok.
“ÇOCUKLARIMIZDA ‘HAYIR’ DEME HÜNERİNİ GELİŞTİRMELİYİZ”
Buradaki çok daha büyük olan sorun şu; ergenlik periyodunda, bütün ergenler bir halde maddeyi görecekler ancak bizim ergenlik devrine kadar çocuklarımızda ‘Hayır’ deme marifetini geliştirmemiz lazım. Bunların ziyanlı hususlar olduğunu, uyuşturucu unsur kullanırlarsa problemli bir süreç ile karşı karşıya olabilecekleri ile ilgili bilgileri hakikat biçimde çocuklara, ergenlere öğretmemiz gerekiyor. Uyuşturucu husus kullanımı yaşının düşmesinden öte, uzun vadede husus kullanımının önüne geçebilecek önlemler alabilmeyi kolaylaştırmalıyız.
“AİLELER GERÇEĞİ 2 YIL SONRA ÖĞRENİYOR”
Yapılan çalışmalar şunu gösteriyor; aileler çocuklarının uyuşturucu husus kullanmaya başladığını yaklaşık 2 yıl sonra öğreniyor. Bu çok önemli ve çok uzun bir vakit. Aileler öğrendiğinde ise iş işten geçmiş oluyor. Alınabilecek tedbirler, yapılabilecek yardımların hepsinin çok geride kaldığını görüyoruz. Bu bağlamda aileler, çocuklarının husus kullandığından nasıl şüpheleneceklerini merak ediyorsa, birkaç hususa dikkat çekmeliler.
Hekim Onur Noyan AİLELER HANGİ DURUMLARDA KUŞKU DUYMALI?
•Her vakit bir bağlantı içerisinde bulundukları çocukları, olağan davranışlarının dışına çıkmaya başladıysa,
•Kendisini meskene, odasına daha fazla kapatmaya başladıysa,
•Odasının kapısını kilitlemeyen bir çocuk, odasının kapısını kilitleyeme başladıysa,
•Eve geç saatlerde, aileden habersiz gidip gelmeye ve aileden habersiz bir biçimde meskenden para almaya başladıysa,
•Ders notları uygunken birden kötüleştiyse,
•Aile alakaları uygunken, birden kötüleştiyse,
•Arkadaşlarından uzaklaştı ve içine kapandıysa. Farklı davranışlar sergilemeye başladıysa, ani sonlanmalar, ani öfkeler gösteriyorsa. Konuta gözleri şiş ve gözleri kırmızı halde geliyorsa. Kimi bedensel ve fizikî değişlikler gösteriyorsa ailelerin bu noktada kimi şeylerden şüphelenmeleri gerekiyor.
“ÇOCUKLA, SAĞLIKLI BAĞLANTI KURULMALI”
Anne-babaların, şüphelendikleri vakit da çok net bir formda kaygılarını ve tasalarını çocuklarıyla konuşabilmeleri gerekiyor. Şayet husus ve unsur ile ilgili hususları çocuklarımız ile çok rahat bir halde konuşamazsak, aile içerisinde bu bir tabu olarak kalmaya devam eder ve tabu olarak kalan şeyler de zımnî gizli hiç kimsenin fark edemeyeceği biçimde yapılmaya devam edilir. Lakin değerli olan, ailelerin çocukları ile birlikte sağlıklı bir formda irtibat kurmaları, kimi öncü belirtilere karşı dikkatli olmaları ve bunlar ortaya çıktığında da çekinmeden, kendi içlerinde geçen niyetleri çocukları ile uygun ve sağlıklı bir lisan ile paylaşmaları, çok büyük değer arz ediyor.”
“DOĞRU SIHHAT SİYASETLERİ ÜRETMEK ZORUNDAYIZ”
Uyuşturucuya ulaşmanın hala çok kolay olduğuna dikkat çeken Onur Noyan, şunları söyledi:
“Şu çok değerli; bir unsura ulaşım ne kadar kolaysa, o hususun bağımlılığı ve kullanımı o kadar fazla oluyor. Yapılan çalışmalarda karşımıza çıkan sonuçlar daima şu biçimde; bir birey bir unsura ulaşımın ne kadar kolay olduğunu düşünüyorsa, o hususa o kadar fazla temas ediyor ve o maddeyi daha fazla kullanıyor. Buradaki en değerli sorun şu; hususların ulaşılabilir olduğu algısının yaygın olması; gençlerin, yetişkinlerin, tüm bireylerin maddeyi kullanma mümkünlüğünü maalesef artırıyor. Evet birçok tedbir alınıyor, birçok yasal düzenlemeler yapılıyor lakin hala unsura karşı bizim sağlıklı ve yanlışsız bilgilendirmeler yapmamız gerektiği konusunda bir zorunluluğumuz var. Biz hala unsurun çocuklara, ergenlere ve yetişkinlere neler yaptığı ile ilgili gerçek sıhhat siyasetleri üretmek zorundayız.
“MADDENİN ULAŞILABİLİR OLDUĞU ALGISINI DEĞİŞTİRMEK DURUMUNDAYIZ”
Her bireyin bir biçimde hususun ziyanlı olduğunu bildiğini biliyoruz. Lakin unsurun uzun vakit içerisinde ne üzere ziyanlar verdiği ve vereceği konusunda daha fazla bilgilendirme yapmalıyız. Hususun ulaşılabilir olduğu algısını bilakis çevirmek durumundayız. Bizim en büyük problemimiz aslında ergenlerin, unsurun kolay ulaşılabilir olduğuna dair algıları. Bu mevzuda birçok ülkede uyuşturucu unsurların özgür olması ile ilgili merakları ya da niyetleri oluyor. Lakin gerçek olarak değerlendirdiğimizde, öteki birçok ülkede uyuşturucu husus kullanımının yanında satışının yasal olmadığını ancak toplumdaki algının yasal olduğuna dair bir algı olduğunu biliyoruz.”
