Emzirmenin göğüs ve yumurtalık kanserleri, hipertansiyon, diyabet, metabolik sendrom ve kalp hastalığı riski üzerinde kollayıcı tesiri olduğunun bilimsel araştırmalarla ortaya konulduğunu anlatan Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Kısmı Öğretim Üyesi ve Avrupa Endokrinoloji Derneği Yöneticisi Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, doğum sonrası erken devirde sağlıklı beden yükünün korunmasında ve şeker kıymetinin dengelenmesinde olumlu rol oynayan emzirmenin doğum sonrası depresyon riskini de azalttığını kaydetti:
“Bu tesirler emzirme periyodunda kanda prolaktin ile oksitosin hormonlarının yükselmesi ve beden güç tüketiminin artışı ile bağlantılı olabilir. Son yıllarda yapılan çalışmalar emzirmenin hipertansiyon, diyabet ve metabolik sendrom gelişme riskini yaklaşık yüzde 20-50 oranında azalttığını gösterdi.”
Emzirme ile kalp-damar hastalıkları ortasında negatif bir ilgi bulunduğuna dair kimi toplum bazlı çalışmalar yapıldığını aktaran Endokrinolog, bu mevzuda son olarak Yunanistan’daki Atina Üniversitesi araştırıcıları tarafından “Emzirme, kalp ve damar hastalığı riskini azaltıyor mu?” başlıklı bir araştırma yapıldığını söyledi. Doktor Okan Bülent Yıldız, araştırma sonuçlarının geçtiğimiz günlerde Fransa’nın Lyon kentinde düzenlenen Avrupa Endokrinoloji Kongresi’nde gerçekleştirilen oturumda bilim dünyasına sunulduğunu tabir etti.
“EMZİREN BAYANLARDA DAMAR SERTLİĞİ DAHA AZ”
Araştırma sonuçları hakkında bilgi veren Yıldız, çalışmaya menapoz sonrası periyotta ortalama yaşları 55 olan bayanların dahil edildiğini belirtti.
Çalışmada, ultrasonografik metotlarla kalp-damar hastalığı risk belirtileri olarak atardamar işlevi nabız dalgası suratı ve atardamar yapısı iç-orta duvar kalınlığı ölçümlerinin incelendiğini anlatan Prof. Yıldız, şunları kaydetti:
“TAKİP ÇALIŞMALARININ DEVAM ETTİRİLMESİ GEREKİR”
“Katılımcıların yüzde 42’sinde klinik kalp hastalığı olmaksızın damar sertliği mevcuttu. Yapılan tahlillerde, geçmişte emzirme hikayesi olan bayanlarda olmayanlara nazaran kalp-damar hastalığı risk belirteçlerinde manalı azalma bulundu. Ayrıca, emzirme müddetinin artması ile kalp-damar hastalığı risk belirteçlerindeki azalma ortasında bağ olduğu gösterildi. Buna nazaran 6 aydan fazla emziren bayanlarda 1-6 ay olanlara nazaran atardamar iç-orta duvar kalınlığı ölçümleri daha düşük tespit edildi. Araştırma ile emziren bayanlarda kalp-damar hastalığı riskinin azaldığı, emziren bayanlarda erken kalp hastalığı belirteci olarak damar sertliğinin daha az olduğu belirlendi. Bu bulgunun beden yükü, yaş, kolesterol, hipertansiyon ve sigara kullanımı üzere bilinen kalp-damar hastalığı risk faktörlerinden bağımsız olduğu vurgulandı.”
Çalışma sonuçlarının, emzirmenin uzun periyotta kalp-damar hastalıkları açısından hami olabildiğine işaret ettiğini aktaran Prof. Dr. Yıldız, lakin bir neden-sonuç bağı olup olmadığının anlaşılması için takip çalışmalarının devam ettirilmesi gerektiğini vurguladı.
